Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattır? Abdest nasıl alınır? 14 Şubat Cuma hutbesi
Bir Cuma gününe daha gelmenin sevinci ve heyecanı ile Cuma namazı vakti için hazırlıklara başlandı. İslam aleminin haftalık bayramı olan Cuma gününde, Müslümanlar camileri dolduracak ve hatta birçok yerde sokaklara taşacak. Diyanet tarafından hazırlanan 14 Şubat Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlendi. Peki, Cuma namazı nasıl kılınır, kaç rekattır, kime farzdır, sünnetleri nelerdir? Abdest nasıl alınır? Cuma hutbesi metni ve Cuma namazı hakkında merak edilenler haberimizde.
İL İL NAMAZ VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
CUMA NAMAZI NASIL KILINIR, KAÇ REKATTIR?
Cuma günü camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınır. Cuma namazı dört rekat ilk sünnet, iki rekat farz ve dört rekatsünnet olmak üzere on rekattır. Önce ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dini konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar.
Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekat Cuma namazı kıldırır. İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekat Cumanın farzı kılınır. Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur.
Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanınsünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.
CUMA NAMAZI KİMLERE FARZDIR?
Şu şartları taşıyan kişiye Cuma namazı kılmak farz olur:
1. Müslüman olmak,
2. Akıllı olmalı,
3. Ergenlik çağına gelmiş olmak,
4. Erkek olmak,
5. Hür ve serbest olmak,
6. Mukim olmak (misafir olmamak),
7. Sağlıklı olmak,
8. Kör olmamak,
9. Ayakları sağlam olmak.
ABDEST NASIL ALINIR?
Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafında abdest nasıl alınır şöyle anlatılmış; Niyet ve besmele ile abdeste başlanıp önce eller bileklere kadar ve parmak araları da hilallenerek/ovuşturularak üçyıkanır. Varsaüzerindeki hamur, boya, sakız gibi maddeler temizlenir. Parmaktaki yüzük oynatılır. Misvak veya diş fırçası ile, bunlar yoksa sağ elin parmaklarıyla dişler temizlenir. Sağ el ile üçağza, üçda burnaverilir. Üçyüz yıkanır. Sonra dirseklesağ kol üç defa, sonra aynı şekilde sol kol üçyıkanır. Sağ el ıslatılarak avuç ve parmakların içiyle başın üstü birmesh edilir. Bu şekilde başın dörtte birini mesh etmek yeterli ise de iki elle başın tamamının mesh edilmesi Malikî mezhebine göre farz, diğer mezheplere göre sünnettir. Ellerıslatılarak başparmakla kulağın dışı, şehadet parmağı veya serçe parmakla içi mesh edildikten sonra her iki elin arkasıyla boyun mesh edilir. Önce sağ, sonra sol ayak, parmak uçlarından başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dâhil olmak üzere yıkanır. Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
CUMA HUTBESİ METNİ
Diyanet’in sitesinde yayımlanan 14 Şubat Cuma Hutbesi metni şu şekilde:
ALLAH İLE KUL ARASINDAKİ BAĞ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “Her kim iyilik yaparak kendini
Allah’a teslim ederse şüphesiz en sağlam kulpa
tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah’a varır.”
Okuduğum hadis-i şerifte Resûl-i Ekrem (s.a.s)
şöyle buyuruyor: “Kim, Allah’a kavuşmayı arzu
ederse, Allah da o kimseye kavuşmayıeder.
Kim de Allah’a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah
da o kimseye kavuşmaktan hoşlanmaz.”
Aziz Müminler!
Varlığımızın yegâne sebebi Allah Teâlâ’dır.
O’nun “Ol!” emriyle, gökler ve yer arasındaki bütün
varlıklar dünya hayatındaki yerini alır. Bizleri yoktan
eden; kudreti, ihsanı ve yardımı ile yaşatan;
nimet verip sınayan O’dur.
Sabah uyandığımız andan gece uykuya varana
kadar, aldığımız her nefeste, attığımız her adımda,
verdiğimiz her kararda Allah’a karşı
sorumluluğumuz vardır. Peygamber Efendimiz
(s.a.s) bir hadis-i şerifinde bu sorumluluğu şöyle
anlatır: “Allah’ın, kulları üzerindeki hakkı,
kulların sadece O’na ibadet etmeleri ve hiçbir
şeyi O’na ortak koşmamalarıdır.” Bunu yaptıkları
takdirde, “Allah’ın kuluna azap etmemesi ve onu
cennetine koyması” Cenâb-ı Hakk’ın mümin
kullarına vaadidir.
Değerli Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, samimiyetle kendisine iman
eden kullarından razı olur. İmanındaolmak,
gönülden ibadet etmeyi ve güzel ahlâka uygun
yaşamayı beraberinde getirir. Mümin, Allah Teâlâ’ya
olan muhabbetini, saygısını ve bağlılığını ibadetleri
kadar,ve nezih davranışlarıyla da gösterir.
Allah Teâlâ, mümin kullarının dua ve
yakarışlarına icabet eder. Rızasına erişmek için
çalışanları yalnız ve yardımsız bırakmaz. Kul her ne
” ?Allah’ın yardımı ne zaman
gelecek?” diye niyazda bulunsa, Rabbimiz de
” Bilesiniz ki Allah’ın yardımı
yakındır.” müjdesiyle onu karşılar. Nitekim bir
kutsi hadiste Sevgili Peygamberimiz, Cenâb-ı
Hakkın şöyle buyurduğunu bize nakleder: “Ben,
kulumun benim hakkımdaki zannı ne ise öyleyim.
Beni andığında onunla beraberim. O beni kendi
başına anarsa, ben de onu kendi başıma anarım.
O beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu o
topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde
anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir
arşın yaklaşırım. O bana bir arşın yaklaşırsa, ben
ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek
gelirse, ben ona koşarak gelirim!”
Kıymetli Müminler!
İnsanoğluzaman nankör ve bencil, kimi
dave gafil davranabilir. Biz kuluz.
Bazen Rabbimizin bizi hergördüğünü,
duyduğunu ve bizden salih ameller beklediğini
unutabiliyoruz. Günaha düşüyor, bilerek ya da
unutarak hata edebiliyoruz. Yolumuzubulutlar
kapladığında, ayağımız kaydığında, gözümüze perde
indiğinde pişman olacağımız işler yapabiliyoruz.
Ancak ne olursa olsun yegâne sığınağımız
“merhametlilerin en merhametlisi” olan Yüce
Allah’tır. O, affedicidir, affetmeyi sever. Merhamet
ve mağfiret kapısınınefesimizi verinceye kadar
açık tutar. Kur’an-ı Kerim’de bize şöyle buyurur:
“Ey kendilerinin aleyhine günahta haddi aşan
kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi
kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları
affeder. Doğrusu O çok bağışlayıcı, çok
merhametlidir.”
Aziz Müslümanlar!
Kur’an bizi uyararak şöyle diyor: “Allah’ı
unutan ve bu yüzden de Allah’ın da onlara
kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.”7
Bu uyarıya kulak verelim. Rabbimizle aramızdaki
kulluk bağını özenle koruyup güçlendirelim. O’na
hakkıyla ibadet edelim; yalnız O’ndan yardım
dileyelim. Rabbimize gönülden dua edelim.
İşlediğimiz tüm günahlarımıza tevbe edelim.
Unutmayalım ki kim Rabbini unutur ve Onunla
arasındaki kulluk bağını koparırsa, Allah Teâlâ da
onu rahmetinden uzaklaştırır. Dünyada yüreğine
korku salar, ahirette yüzüne bakmaz ve onu büyük
bir azaba uğratır.